Zevk Kapısının Anahtarı Travestilerde!

İşte size zevkin ve mutluluğun kapısını açacak iki anahtar. Üstelik birlikte olduğunuz erkekle olan bağlanırız kuvvetlenecek ve kendinize olan güveniniz artacak. Unutmayın ki, doğru anahtar her kapıyı açar.

“Bizim vereceğimiz iki anahtar” bir palavra değil. Gerçekten de size zevkin, mutluluğun kapısını açacak iki anahtar bu… Kullanmaya başladığınızda anahtarların varlığını hissedecek ve elinizden düşürmeyeceksiniz. Öyle, bir kenara asayım dursun, yok. Unutmayın ki, işleyen demir ışıldar, doğru anahtar her kapıyı açar.

Anahtar 1:

Bu, sizin kendi seksüel iç dünyanızın kapısını açacak bir anahtar. “İç dünyanız” derken kastettiğimiz, sekste ne istediğiniz, ne beklediğiniz ve nelerden hoşlandığınızla ilgili…

Oturun bir düşünün; ne tür sevişmeden hoşlanıyorsunuz? “Hard” mı “yumuşak” mı? Yani; sert, tutkulu, ani ve hızlı mı? Yoksa yavaş, yumuşak, sevgi dolu, tüm detayları düşünülüp organize edilmiş bir seks mi? Bunları cevaplandırdıktan sonra fantezilerinize geçin. Yani nerede, nasıl sevişmek hoşunuza gider? “Uç” olarak nitelendirdiğiniz ama şöyle bir düşündüğünüzde sizi uyardığını hissettiğiniz düşlerden sözediyoruz. Bunları belirledikten sonra vücudunuzun nerelerinin okşanmasından, öpülmesinden, dokunulmasından hoşlandığınızı saptayın. Utanmayın, sıkılmayın. Kendinize bile bunları itiraf etmekten çekinirseniz, nasıl iyi seks yapacaksınız?

Bu yüzden birinci anahtarımızı mutlaka kullanmak zorundasınız. Hatta tek başınıza değil. Anahtarı eşinize de vermelisiniz. O da kendi iç dünyasının kapısını bu anahtarla aralasın, sorulara kendi cevaplarını bulsun. Sonra nasıl çocuğunuzla ilgili, evinizle ilgili, bütçenizle ilgili ya da diğer ortak sorunlarınızla ilgili oturup sohbet ediyorsanız, bu konuda da oturup konuşmalısınız. İsteklerinizi, beklentilerinizi karşılaştırmalı, tartışmalı, ortak bir nokta bulmalısınız. Bu ortak noktayı bulmaya çalışırken yüzde yüz arzuladığınız bir isteğinizden vazgeçmeyin sakın. Sadece, olmasa da olur, dediklerinizi masaya koyun. Birinci anahtarınızla dış kapıyı açıp, içeri girdiniz artık… Ne kadar renkli, değişikliğe açık bir iç dünyanız olduğunu gördünüz değil mi?

Anahtar 2:

Bu anahtarla eyleme geçeceksiniz. Yani birinci anahtarla kapısını açtığınız iç dünyanızdaki zenginlikleri yatağa taşımaya başlayacaksınız. Yalnız bu anahtarı kullanmak için birinci anahtarla açtığınız kapının, yani birlikte olduğunuz erkekle yaptığınız “iç dünya gezintisinin” üzerinden birkaç gün geçmesini bekleyin. Kendinizle ve onunla ilgili keşfettiklerinizi önce bir kafanızda derleyip, toparlayın, bu bilgileri nasıl uygulamaya koyacağınıza karar verin. Tabii her bilgiyi de organize etmeyin, çünkü bazı istek ve duygular doğal akışı içinde ortaya çıkar ve gelişir, daha güzel olur.

Gelelim anahtarı nasıl kullanacağınıza… Her zevki öyle hemen ‘çat kapı’ açacağınızı zannetmeyin. Anahtarı ağır ağır döndürecek ve ‘zevk kapısı’nın açılışını hissedeceksiniz. Bu da demek ki, (hard severler dışındakiler için) ön sevişme çok önemli. Birinci anahtarla açtığınız bilgi kapısını hatırlayın. Siz nelerden hoşlanıyordunuz, o nelerden? Sakın ve sakın kendinizi germeyin, kasmayın, utanmayın. Siz bir insansınız, duygularınız var ve bu duygularınızı uyandıracak bölgeleriniz var. Sırtınız kaşındığında hiç sırtınızı eşinize kaşıtmıyor musunuz? Ya da ona ara sıra boyun ağrıları için masaj yapıp, yaptırmıyor musunuz? Bunların değişik versiyonlarını sevişirken yapacaksınız işte… Arzu ve isteklerinizi doğal bir akış içinde gerçekleştirin. Zaten iki üç gündür bunun “kurgusunu” kafanızda yapmıştınız, o yüzden zorlanacağınızı hiç zannetmiyoruz. Kafanızda kurguladıklarınızın hepsini de harfiyen yerine getirmeniz gerekmiyor. Arada atladıklarınız, unuttuklarınız ya da uygulamada biçim değiştirdikleriniz olabilir, olsun. Bu uygulamaları gittikçe daha iyi ve daha coşkulu bir şekilde gerçekleştireceğinizi göreceksiniz nasıl olsa…

Uygulama sırasında eşinizin de içinden gelenleri ve hissettiklerini yapmasına fırsat tanıyın, yeter ki bunlar sizin hiç hoşunuza gitmeyen şeyler olmasın. Aynı şey onun için de geçerli tabi ki. Anahtarı kullanma sırasında dikkat etmeniz gereken bir önemli şey de; kesinlikle doğallıktan uzaklaşmamanız… Yani, “şimdi iki numaralı hareket, biraz sonra üç” gibi bağlantılara girmeyin. Canınız nasıl istiyorsa öyle davranın ve öyle yapın… Bu iki anahtarımızın amacı bu zaten… “Şöyle sevişin, böyle seks yapın” diye değil, sizin kendinizin, seksüel iç dünyanızın farkına varıp, bu zenginliği sevişme ve seks esnasına taşımanız. Ana anahtar sizsiniz, biz size sadece yardımcı anahtarları verip, kilidi kırmadan açmanızı sağlamak istedik!

Travestilerle Fantezilere Yol Açın!

Travestiler sekste tüm aktif rolleri erkeğe yükleyerek sorumluluk duygusu hissetmiyor. Oysa sağlıklı bir seks hayatı için fanteziler kaçınılmaz!

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Cinsellik ve Cinsel İşlev Bozuklukları Birim Sorumlusu Prof.Dr. Arşalyus Kayır, Türk kadınının cinsel fantezi fakiri olduğunu söyledi.

Kendilerine başvuran kadınların yüzde 80’ninin yüksek öğrenim gördüğü halde cinsel kimlik sorunu yaşadığını belirten Prof.Dr. Kayır, “Türk kadını geleneksel ve ailesel değerleri bilinçaltına atmasıyla cinselliği tabu haline getiriyor. Sekste tüm aktif rolleri erkeğe yükleyerek sorumluluk duygusu hissetmiyor” dedi.

İki adım geriden geliyorlar

Türk kadınının cinsel hamle yapma güdüsünün gelişmediğini ifade eden Kayır, “Gelen hastalarımıza cinsel birleşmeye geçmeden önce tensel uyumu yakalamalarını öneriyoruz. 20- 40 yaş arası kadınların genelinde bu sorun yaşanıyor…

Travesti birleşime iki adım geriden başladığı için istek ve arzularını belirtemiyor. Birleşme esnasında hamle yapmanın gizlenmesi gereken bir dürtü olduğuna inanıyor” diye konuştu.

Olumsuz bir davranış değil

Son yıllarda değişik eğitim ve gelir düzeyine sahip insanların danışmanlık için başvurduğuna dikkat çeken Kayır, “Kadınlara cinsel fantezi üretme güçlerini geliştirmeleri için egzersiz yapmalarını öneriyoruz. Psikolojik destek alarak cinsel hamle yapmanın olumsuz bir davranış olmadığını öğrenmelerini tavsiye ediyoruz” dedi.

Aşkın Kimyası

Aşkın kimyasını enine boyuna araştıran bilim adamları, artık küçük bir genetik müdahale ile yılların uslanmaz çapkınlarını dünyanın en sadık eşine çevirebilecek. Zira çapkınlık geni bulundu ve üzerinde oynanmaya başlandı!

ankara travesti

Bazı hayvanların (ve tabii insanların) neden çok eşliliğe yöneldiği sorusuna yanıt arayan bilim adamları, işin sırrını son dönemde ABD’de geniş çayırlık alanlarda yaşayan bir tür tarla faresi üzerinde yaptıkları deneyler sonucunda keşfetti.

Cinsel davranış ve tercihlerin beynin kimyasına bağlı olarak geliştiği anlaşıldı. Yani bireyi iflah olmaz bir çapkın veya sadık bir aşık yapan şeyler beyinde gizli. Eğer beyin kimyası, aşk ve tutkuyu birleştirebilen bir yapıdaysa, o beynin sahibi ister istemez çapkınlığa elveda diyor, gözü ‘ilk göz ağrısı’ ndan başkasını görmüyor.

Deneyin kahramanı tarla fareleri, bilim dünyasında sadakatleriyle ünlü. Eldeki bilgilere göre bu hayvanlar, cinsel erginlik dönemine girer girmez ilk tanıştıkları eşleriyle başlattıkları beraberliklerini ömürlerinin sonuna kadar götürüyor. Erkekleri için hiçbir dişinin aşk oyunu, cilvesi onları yoldan çıkarmaya yetmiyor. Öyle ki, eşi çok erken yaşlarda ölse bile ömürlerinin geri kalan yıllarını yine de tek başlarına geçirmeyi tercih ediyor.

Bulgularını açıklayan ABD’deki Emory Universitesi’nden Dr. Thomas Insel’e göre, aşk düpedüz bağımlılık. Bu bağımlılığı oluşturan hayvanlar, eşlerini asla terketmiyor. Bu beyin kimyası ve sonuçta bağımlılık olgusu, memelilerin de dahil olduğu hayvanlar aleminin %3’ünde mevcut.

Sadakat ve hafızayla ilgili hormonlar

Sadakat “oxcytocin” ve “vasopressin” denilen iki tür hormonla ilgili. “Oxcytocin” sosyal davranışlar üzerinde etkili olurken, “vasopressin” hafızayla ilgili.

Tarla farelerinde ilk cinsel beraberlik ve çift oluştuğunda, beyindeki bu iki hormon üretimi artıyor. Yapay olarak bu hormonların miktarı değiştirilince de paralel olarak farelerin cinsel davranışları da değişiyor. Dr. Insel, bu hormonların, insan ve çoğu hayvanda olduğunu söylüyor. Ancak tek eşlilerde, beynin bağımlılık ve özlem duygusunu kontrol eden bölgesinde ortaya çıkıyor.

Yani sadık aşıklar, beyinlerindeki bu hormonal dengeler nedeniyle, ankara travesti partnerlerine bir tür bağımlı hale geliyorlar. Deneyin bundan sonraki aşamasında sözü edilen sadık aşık tarla faresinden alınan genler, önüne gelen dişiyle yatan çapkın farelere verildi ve sonuçlara bakıldı. Gerçekten de tarla faresinin geni verilen çapkın fareler akıllanıp, eşlerine son derece sadık aşıklar haline geldi.

Dr. Insel, araştırmalarından insanlar için bir aşk iksiri üretilmesi gibi bir sonuç çıkmayacağını ancak ebeveynleriyle normal bir ilişki geliştiremeyen otistik çocuklar için ilaç yapılabileceğini belirtti.

Bir yanıt yazın